Pardus macerası ve düşünceler.


Yıllardan beri Redhat, Mandrake, Suse, Gelecek ve Ubuntu dahil pek çok Linux dağıtımını samimi bir hevesle kurarım. Sonuçta çoğu zaman donanım sürücüsü problemleri, yazılım eksiklikleri, dil problemleri ve bazen de son kullanıcı arayüzü tasarım kötülüğü nedeniyle kendimi daha aşina olduğum ve is yerinde kullanmak mecburiyetinde olduğum Windows isletim sistemlerini kullanır buldum. Uludag projesi kapsaminda gelistirilen Pardus 1.0'in çıkması ile birlikte Linux'a tekrar bir şans vermek istedim. Pardus'u diğer Linux dağıtımlarından farklı yapan en önemli özellik Türkçe konusundaki sağlam desteği ve içindeki kilit bazı uygulamaların Türkiyede geliştirilmiş olması. Nihayet is yerindeki ağ üzerinden 600 kusur mB'lik iso dosyasını indirdim ve CD'ye kaydettim. Kurulum işlemine başladım. Pardus kurulumu ve kullanimi ile ilgili ilk intibalairmmi ve dusuncelerimi yazi

Kurulum

Kurulum gayet iyi başladı. Hoş tasarımlı bir kurulum arayüzü var Pardus'un. Önce lisans anlaşması içeren hoş geldiniz sayfası geliyor. Çok detay gibi görünse de bir kaç noktada kurulum arayüzünün geliştirilebileceğini tahmin ediyorum. örneğin:
  • Hoş geldin sayfasındaki açıklamalarda lisans anlaşmasından bahsedilmiyor ve GPL metin penceresinde “Kapat” düğmesi yok.
  • Kurulum sihirbazındaki ileri geri düğmelerinde sadece ok işaretleri değil “ileri” ve “geri” yazılsa daha iyi olurdu.
  • Bazı sayfalarda sağ taraftaki açıklama bölümünde aşağı – yukarı kırmızı ok işaretleri gerekmediği halde yer alıyor.
  • Aslında ilk sayfa ile lisans anlaşması sayfası ayrılsa daha iyi olurmuş.
Sonraki asama Klavye secimi. Sade ve anlaşılır bir sayfa. İngilizce klavye kullandığımdan bu secimin kurulumda olması iyi olmuş.
Bölümlendirme yönetimi sayfasına gelince işler biraz değişti. Öncelikle sisteme “otomatik biçimlendirme” yani tüm diski Pardus için kullanma kanaatimce oldukça tehlikeli. Bu seçeneğin nasıl işlediğini bilmiyorum, eminim yeterince uyarı mevcuttur. Yoksa Bilgisayarlarında Windows kurulu olan ve Pardus'u sadece denemek isteyen kişiler kazayla bu seçeneği seçip sonradan Pardus'a “rahmet” okuyabilirler.
Bölümlendirme sırasında bir sorun yaşadım, ama bu benim sistemime özel bir konu olabileceğinden bu konunun detayını yazının sonuna ekledim. Sonuçta sadece bir diskte bölümleme yapabildim ikinci diskte bölümlendirme işinden vazgeçip kuruluma devam ettim.

Dosyaların yüklenmesi aşamasında sırasında diğer Linux dağıtımlarındakinden farklı hoş resimler gösteriliyor kullanıcıya. Aslında bu resimlerdeki uygulamalar ile ilgili açıklamalar da yazılabilirdi. Ufak bir nokta, bilmiyorum belki de bu şekilde tasarlandı, alt taraftaki artan çubuk işlem göstergesi %100'e ulaştıktan sonra tekrar başa dönüyor. (“Kernel” paketlerini yüklemeden önce). Daha sonra kullanıcı ekleme sayfası geliyor. Oldukça iyi tasarlanmış bir sayfa ama genede özellikle ev kullanıcıları için bu sayfasının tasarımının daha da basitleştirilebilir. Çoğu son kullanıcının “root” kullanıcı gibi konularda bilgisiz olduğunu göz ardı etmemek gerekir.
Grub için kullanıcıya fazladan seçenek sorulmasını çok mantıklı bulmadım. Onun yerine Grub'u doğrudan kurup bu sayfada çoklu isletim sistemi durumunda bilgisayar açılış sırasını belirlemeyi sağlayan bir arayüz sunulabilirdi. Unutmamalı ki çoğu kisi Pardus'u henüz deneme amaçlı kuruyor. Grub ile ilgili işlemi tamamlamak, nedenini anlamadığım şekilde uzun surdu. Bu sırada hiçbir bekleme ara yüzü koyulmadığından ve imleç kum saatine dönüşmediğinden sistemin kilitlendiğini düşündüm. Neyse ki 8-10 saniye gibi bir sure sonra sistem kurulum tamamlandı ve bilgisayarı yeniden başlattım.

Açılış ve yazılım
Açılış, birazda sabit diskin hızından olsa gerek oldukça hızlı (Windows biraz daha hizli aciliyor). Pardus'un kendine özgü grafikleri gerçekten çok kaliteli ve şirin (eşim çok beğendi). Kullanıcı giriş ekranı gene sade ve hoş tasarımlı. ilk açılışta Kaptan programı sizi karşılıyor ve basit bir kaç ayarın yapılandırılmasını sağlıyor. Bu uygulama sadece bir defaya mahsus otomatik olarak çalışıyor.
KDE masa üstü ortamını kullanan Pardus gayet temiz ve canlı görünüşlü bir masa üstüne sahip. içinde hemen her konuda uygulama mevcut. Ana İnternet tarayıcısı olarak Firefox kullanılıyor ama Konqueror seçeneği de var. Gene bir Pardus güzelliği, Flash ve Java eklentileri doğrudan kurulu sistemde. Pardus ile birlikte gelen Java son sürüm değil ama ihtiyaçları giderecek seviyede. Kendim geliştirme için Java 5'e ihtiyaç duyduğumdan onu indirip elle kurmama gerekecek. Maceralı bir işlem olacağını tahmin ediyorum.

Ofis ürünü olarak en son OpenOffice.org sürümü (2.0.1) özel Zemberek eklentisi ile birlikte geliyor. (Bu yazıyı Pardus üzerinden OpenOffice.org Writer ile yazıyorum). Openoffice bu alandaki buyuk bir boşluğu gerçekten başarı ile kapatıyor. Pardus içindeki uygulamaların çoğu KDE masa üstü ortamı için geliştirilmiş. Örneğin Mesajlaşma yazılımı Kopete ile farklı mesaj hesaplarınızı tek programla kullanabiliyorsunuz. Aslında bu konuda Gaim gibi kuvvetli başka uygulamalar da mevcut ama Kopete bir kaç küçük kusur hariç temel mesajlaşma ihtiyaçlarımı giderebilecek seviyede görünüyor. Gene e-posta yazılımı Kontact masa üstü e-posta işlemleriniz için kullanışlı ama Thunderbird ya da Evolution kurup kullanabilirsiniz. Kde tabanlı uygulamaların bir avantajı doğrudan yazım denetimi desteği vermeleri. Tüm uygulamaları çalıştırıp denemediğim için her biri hakkında buraya yazmayacağım ama genel olarak uygulamalar hakkında bazı eksiklikleri ve yorumlarımı belirtmek isterim:

Pardus Türkçe konuşunda gerçekten bugüne kadar gördüğüm en başarılı Linux Dağıtımı. Ancak bazı temel uygulamalar halen kısmen Türkçe ceviri eksiklikleri içeriyor. Ara yüzü Türkçeleştirilen çoğu uygulamanın yardım dosyaları tamamen İngilizce. Bu aslında Pardus projesine ait bir sorunu değil, tüm uygulamaların Türkçeleştirilmesi de zaten beklenmiyor ama temel uygulamalarda en azından ara yüz bileşenlerindeki eksiklikler giderilmeli diye düşünüyorum.
Diğer bir sorun ise tüm Linux dağıtımlarında görülen bir konu, uygulama karmaşası. Genellikle Linux dağıtımları ayni isi yapan pek çok uygulamayı üzerinde taşır. Bu kullanıcının kendisini bir program karmaşası içinde bulmasına neden oluyor, alıştığı program yerine var olan yazılımı kullanmaya zorlanmış gibi hissettim. Bu belki kotu bir şey değil ama daha iyisi varken vasat yazılımları kullanmak tatsız bir durum. Ayrica daha az uygulama Pardus'un gelecekteki egitim ve bakim islerini cok daha kolaylastiracaktir. Aslında kurulum mekanizmasını basitleştirip sadece en temel gerekli uygulamaları sistem kurulumuna dahil etmek daha doğru bir yaklaşım olurdu. Pardus yazılım secimi konusunda dikkatli davranmasına rağmen içerisinde bu tur çiftlemelere rastlamak mümkün. Örneğin yanlış anlamadıysam Tasma ve Kontrol Merkezi aslında tamamen aynı işi yapan uygulamalar. Kontrol merkezi uygulamasındaki tüm seçenekler ana menüdeki “ayarlar” bölümünde gene aynen yer alıyor. Programlar bölümündeki farklı uygulamaları içeren “ayarlar” dizinin de adı farklı olmalıydı. Ayrıca yüklü program sayısı gördüğüm bazı dağıtımlara kıyasla az olmasına rağmen hala çok fazla. Aman bir köşede bulunsun mantığı özellikle İnternet erişiminin hızlandığı ve yazılım indirmenin dakikalar seviyesinde olduğu bugün geçerliliğini yitirdi.

Arayüz uyuşmazlıkları. Gene Pardus'a özel olmayan tüm Linux daha doğrusu *nix) dağıtımlarının en ciddi problemlerden birisi. Bilindiği gibi Linux dağıtımları genellikle iki farklı masa üstü ortamı üzerinde yoğunlaşmıştır. Gnome ve KDE. Her iki ortam da birbirlerinin uygulamalarını çalıştırmaya izin veriyor ancak Gnome ve KDE'nin tasarım anlayışında ciddi farklılıklar var. Bunun en bariz örneği arayüz diyaloglarında yasanıyor. Örneğin Konqueror ve Firefox icin programdan çıkmadan sorulan soru icin dugmelere bakilirsa onay ve iptal dugmelerinin yerinin ve iptal icin kullanilan kelimelerin farkli oldugu gorulebilir.




Bu uygulamaların kullanıcıyı yanıltmasına ve kullanım reflekslerinin gelişememesine neden oluyor. Benzer şekilde dosya diyalogları da Kde programlarından farklı (Bahsettiğim sorunlar Gimp, Firefox gibi uygulamalarda baş gösteriyor. ). Pardus çoğu konuda Kde yönünde uygulamalar içerdiğinden özellikle Windowstan geçen kullanıcıların daha kolay alışacağını sanıyorum. Buradaki temennim ise Kde yazılımlarının kalitesinin arttırılması.

Ufak tefek gözüme takılanlar:
  • Kopyala yapıştır nadiren islemiyor, ya da bu is için kullanılan kısa yollar farklı olabiliyor. örneğin OpenOffice'den Blogger yazim alanina kopyalama işlemini gerceklestiremedim. Benzeri durum Windows sistemlerinde de yaşanır (konsol – arayüz arası kopyalama)
  • Firefox yer imlerinin Türkiyedeki popüler haber ve banka sitelerini içerecek şekilde ayarlanması iyi fikir.
  • Firefox ile gezdiğim sitelerin buyuk bir kısmında sayfada kullanılan asil yazı tipi yerine farklı ve okunamaz denilebilecek bir yazı tipi kullanılıyor (bu site dahil). Konqueror ayni siteleri çok anlaşılır yazı tipleri ile gösteriyor. Bu ciddi bir sorun
Firefox

Konqueror

Firefox

Konqueror
  • Firefox genel olarak Windows sürümünden daha yavaşmış gibi göründü. özellikle Flash içeren sayfalarda uygulama ciddi şekilde yavaşlayabiliyor. Konqueror ise belli sitelerde cok daha yavas isliyor . Bir sitedeki (Blogger.com) kucuk bir flash animasyonu uygulamayi kullanilamaz derecede yavaslatti. Bir ihyimal bu yavasligin nedeni Pardus'un grafik hizlandirmasini benim sistemimde yeterince etkinlestirmemis olmasi olabilir, ancak bunu nasil anlayabilirim emin degilim.
  • Her uygulamanın yardım menusunde KDE hakkında seçeneğinin bulunması gereksiz.
  • Sistem yazı tiplerini (örneğin menu) küçülttüm, ama bu KDE dışı uygulamalara yansımadı. (Firefox, Gimp gibi). Bu bir derece anlasilir bir sorun, uygulamalarin bu parametreleri tek kaynaktan saglamasi oldukca zor olabiliyor.
  • Pisi ile paket kurma işlemini başaramadım. Daha doğrusu olmayan paketlerin listesini bir turlu göremedim. Konsoldan çalıştırma denemem de başarısızlıkla sonuçlandı.
  • Bazı programlar hiş pencere açmadan doğrudan sağ alttaki alanda çalışmaya başlıyor ve çıkarken gereksiz yere çıkmak istiyorsunuz diye soruyor.
  • Kopete'ye Google Gtalk hesabımı ekleyemedim.
Donanım sürücüleri

Ebetteki Linux dağıtımlarının en buyuk bas belası olan donanım sürücüleri sorunu Pardus için de geçerli. Fakat sanılanın aksine, Linux son yıllarda gerçekten buyuk bir atilim gerçekleştirerek bu konudaki sorunları buyuk ölçüde giderdi. Artık çoğu ciddi donanım üreticisi bu konuda daha titiz davranıyor. Bendeki kurulumda ciddi bir donanım sorunu olmadı. ana kart, sabit diskler, ses kartı ekran kartı gayet güzel çalıştı. Ama eksiklikler yok değil, üç problem yaşadım. Birincisi sistem Logitech Web kamerasını tanıyamadı. Bu aslında beklendik bir sorun, Windows bile çoğu donanımı (Hatta Linux 'tan daha fazla) otomatik olarak tanıyamıyor sonuçta. Sorun donanım sürücüsünü bulma ve yüklemedeki zorluk. Biraz araştırma ile SourceForge üzerindeki ilgili projeyi buldum “http://sourceforge.net/projects/qce-ga/ ”. Burada son kullanıcıyı tasa çarptıracak sorun geliyor, sürücüyü isletmek için kodu çekip derlemek gerekiyor. Bu islem zor değil ama bazı kütüphaneleri bulamadığını söyleyince şimdilik bu isten vazgeçtim. Normal bir ev kullanıcısının kodu indirmeye bile tenezzül edeceğini sanmıyorum.
İkinci sorun DSL modem ile olan USB bağlantı. evdeki DSL modemin bir USB bir Ethernet bağlantısı var. Ben USB'yi esim Ethernet'i kullanıyordu. Pardus USB bağlantı üzerinden modem ile iletişim kuramadı. Isin iyi yani gene sırf bunun için bir proje mevcut http://sourceforge.net/projects/speedtouch/ ancak oldukça meşakkatli görünen kurulum dokümanını görünce esimin kullandığı Ethernet bağlantısını çalmayı tercih ettim.
Son sorunum elimdeki sayısal fotoğraf makinesinin bağlantısı ile ilgili. Bu da o kadar ciddi bir sorun değil, dış USB Flash okuyucum bozulduğu için makineye doğrudan bağlantıya mecbur kalmıştım. Pardus aslında USB bağlantı olduğunu ve makineyi seziyor ancak resimlere erişim sağlayamadım. Bu konuda fazla kafa yormadım, tembelliği bırakıp bir dış okuyucu almak şart oldu.

Sonuç ve düşünceler

Çok fazla kurcalama fırsatım olmamada Pardus, şu ana kadar kullandığım en iyi Linux dağıtımlarından birisi diyebilirim. Benim açımdan geçenlerde denediğim bu aralar popüler olan Gnome tabanlı Ubuntu Linux'tan bile daha iyi. Kurulum bölümlendirme sırasında yaşadığım hata hariç son derece kolay gerçekleşti. Pardus'un Türkçe desteği ise en buyuk artısı. Yaşadığım sorun ve gördüğüm eksikliklerin çoğunun Pardus'un değil Linux dünyasındaki uzun suredir yasanan sancılar olduğunun farkındayım ama bu Pardus'un bu konularda eli kolu bağlı oturması anlamına gelmiyor. Bu yazıyı yazarken Pardus'u kim kullanmalı (ya da kullanır) sorusuna cevap aradım.
Ev kullanıcılarının Pardus deneyiminin olumlu olacağını düşünsem de bu kitlenin Pardus'a ana işletim sistemi olarak geçişinin daha uzun zaman alacağına inanıyorum. Çünkü web kamerası gibi basit bir aracın çalışmaması, MSN kullanıcıları ile sesli-görüntülü görüşme yapamaması ya da Picasa yazılımını Pardus'ta bulamamaları son derece acımasız kullanıcının anında Windows'a dönüş yapmasına neden olabilir. Beğenilsin beğenilmesin, Windows kullanıcılarının alışkanlıkları başlangıçta taklit edilmedikçe, ya da taklit etmek yerine daha kaliteli ya da es programlar kolay kurulum-kullanım özellikleri ile sunulmadıkça bu kullanıcının Pardus geçişi asla istenilen seviyede olmayacaktır.

Bazı kullanıcılar için ise Pardus kullanımı söz konusu değil. Bu kitleye genellikle Photoshop, AutoCAD gibi Windows ya da Mac-Windows uyumlu uygulama kullanan profesyonel is istasyonu kullanıcıları giriyor. Bu konuda Pardus'un yapabileceği fazla bir sey yok. Her ne kadar emulasyon yardımıyla bu uygulamaların kullanımı belli bir seviyede mümkün olsa da bu kişilerin Pardus'u seçmelerini gerektiren ciddi bir neden göremiyorum.

Pardus'un asil hedef kitlesi ise kurumsal kullanım olmalı. Okullar, üniversiteler, devlet kurumları ve elbette ordu. Bu yerlerdeki masa ustu sistemler ve sunucular genellikle abuk subuk donanımlar içermediğinden yasanan problemler daha farklı bir boyutta olacaktır. Yeni yazılımların eğitimi, var olan dokümanların dönüştürülmesi gibi. Pardus'un elini kolunu bağlayacak en buyuk sorun ise sadece Windows üzerinde çalışan uygulamalar. Onlarca, belki yüzlerce Visual Basic, Delphi Access uygulamaları, Microsoft Java ya da sadece İnternet Explorer gerektiren web sayfaları, tuhaf Excel makroları hatta DOS uygulamaları Pardus gibi bir isletim sisteminin kabul görmesindeki en ciddi ve sinsi problem. O nedenle Pardus'un yaygınlaşması uygulamaların “platform bağımsız” olmasına bağlı. Elbette sadece Pardus ya da Linux ile çalışan uygulamaların da kabul görmemesi gerektiğini savunuyorum. Bu nedenle web uygulamaları standartlara uygunlaştırılmalı, masaustu uygulamalar da platform bağımsız yazılım geliştirme tekniklerine bir an önce yöneltilmelidir. Bu konuda özellikle donanım bağımlılıkları nedeniyle problemler yaşanacaktır ama en belirli bir oranda basari sağlanacaktır.
Kedim Capablanca ve Pardus

Sonuçta Surum 1.0 ile kaliteli bir urun çıkarmayı başaran Pardus ekibini tebrik ediyorum. Biraz daha caba ile çoğu kullanıcı için gerçekten kolay kullanılabilir bir isletim sistemi olmaya aday olduğuna inanıyorum. Bu yazıda bahsi gecen hata ve eksiklikleri Pardus Uluzilla sistemine eklemeye çalışacağım. Sonraki sürümlerde kalitenin daha da artacağına inanıyorum ve herkesin mutlaka bir şekilde kurup denemesini öneriyorum.

Not-1: henüz sistemi kabaca incelediğimden bu yazı on inceleme olarak görülmelidir.

Not-2: Bu yazıyı Türkçeleştirmek için hem OpenOffice öneri sistemini hem zemberek web demo uygulamasını kullandım. Zemberek henüz modem, menu ve arayüz köklerini tanıyamıyor ve ASCII - Türkçe dönüşüm işlemi Web sitesinde bazen istemediğim kelimeyi öneriyor. "diski" icin "dışkı" gibi.

Not-3: Ekran goruntulerinin bir kismini Ksnapshot ile elde ettim. Cok kullanisli bir uygulama. Diger goruntuleri fotograf makinesi ile cektim, asil masaustu goruntuleri icin su sayfaya gidiniz.

Bölümlendirme hatasının detayları:

Bilgisayarımda iki tane SATA sabit disk mevcut. Ana disk olarak küçük boyutlu olsa da hızından dolayı 37GB WD Raptor kullanıyorum. ikinci disk 80GB. Ana diskte iki bölüm mevcut. 10GB Windows, diğer alanı ise deneme tahtası olarak kullanıyorum. Ikinci disk üzerinde 15GB Windows için ayrılmış durumda, gerisi gene deneme alanı. Genellikle yazılım geliştirme ile ilgilendiğimden bu alan bana rahatça yetiyor.
Önceden test alanında Solaris Express yüklü idi. Aslında oldukça iyi bir işletim sistemi (sunucu sistemlerinde Linux'a karşı tercih edilebilir), ama şu an için masa üstünde bazı eksiklikleri var. Pardus bölümlendirme yöneticisi Solaris'e ait olan bölümleri tanıyamadı. Solaris Linux bölümlerini tanımıştı oysaki. Tabi ki bu ciddi bir sorun değil, zaten üzerine kuracağımdan Solaris bölümlerini sildim. Ana sabit diskteki tüm boş alanı Pardus için ayırdım. Diğer disk üzerinde kullanıcı ve takas alanı için bölüm seçmeye kalkışınca ilk ciddi hata ile karsı karsıya kaldım. kullanıcı bölümü için 20GB yer istemem rağmen yönetici sadece 7MB ayrılmış gibi gösterdi.
Daha sonra bu alanı yeniden boyutlandırmaya kalkışınca hata penceresi çıktı (List Index out of bound Exception ). Silip aynı şeyi takas alanı için denedim, gene aynı hata ortaya çıktı. Boyutu belirlemek yerine tüm boş alanı kullanmak istedim bu defa farklı tur bir hata (Not enough free space...) ortaya çıktı. Isin asli benim yaşadığım hatalar muhtemelen özel durum sayılır ve kullanıcıların çoğunluğunun başına gelmeyecektir, ama genede ilk yeni sürümde giderilmesi gerekir.

5 comments:

cartman said...

Uzun ve de güzel bir inceleme olmuş. Birkaç noktayı eklemek isterim. sun-jdk 1.5 paketi depoda mevcut. Konqueror vs. Firefox font problemini depoda düzelttim. Bayramdan sonra güncellemeler vasıtasıyla ulaşabilirsiniz. Konqeuror'ın blogger.com'da yavaş oluşu bilinen bir khtml problemi maalesef, KDE4'te çözülecek büyük olasılıkla. Flash'ın yavaş oluşu ise Flash'ın Linux üzerindeki genel yavaşlığı maalesef.

J. said...

Merhaba! Ben Joan quiero aprender turco. Te puedo ayudar con tu español.

Gule Gule

sickprincess said...

Open office den yaptiginiz kopyalama once panoya ekleniyor, eger uygulamayi kapatirsaniz pano'da ki kayitli olan da kaybolmus oluyor. Ama aksini bir blogger kullanicisi olarak nerdeyse hergun yapiyorum.
Java 1.5 i kurmak cok macerali olmuyor.
Cok paket ve program ciflemelerinden yakinanlar oldugu gibi, saha cok paket olsun, Pardus 10cd yayinlansin gibi isteklerde var. Muadillerininde kendilerine yakin yuzdelerde kullanildigi dusunulen programlar, cift eklenmis,bunda bir sakinca yok.
Aliskanliklarina bagli bir win kullanicisi onunde bir tablo gormek isterken, nokta atisi yapmak isteyen kullanicilarda olabiliyor. Insanlar menuyu kullanim aliskanliklarina gore kullandiklarina gore boyle ayrilmanin kolaylik sagladigini dusunuyorum.
Ben programlardan sonra gelen ayarlar kisminin hep dinamik bir yapi olacagini ve ayarlariyla ugrastigimiz programlarin, buraya tutturulacagini dusunmustum. Boyle isler mi boyle gelisir mi bilemiyorum..

Anonymous said...

Evet yorumun çok doğru.Ellerine sağlık.Bu arada ben ve kız arkadaşım kedinize bayıldık!Paylaşım için tekrar teşekkürler.

Seval said...

Merhaba, ben javacikiz:) Blog isminizi şimdi google'dan java ile ilgili birşeyler ararken gördüm ve kendi bloguma benzettim:) Yukarıdaki güzel yazı için teşekkürler. Ben uzun süredir Pardus'ta java programlama yapıyorum ve çok memnunum Pardus'tan. Kolay gelsin.